gidiyorum başbelası
elimde
yüzde
elli
birden
fazlası
kalbimin
iki başımın arasında
elim
cebimde
yüz
kay
me
kaysın aklın
ta nereye
sakın ola
ki
beni ordan geçir
me
su çok güzel
gitsene
29 Eylül 2011 Perşembe
24 Eylül 2011 Cumartesi
hedensa
cumartesi cumartesi
attı tasımın tepesi
sürerdim orama burama
bir tılsımım olsa
kesin beni bulurdu
ak sakallı kanarya
yana yana
yan yana
attı tasımın tepesi
sürerdim orama burama
bir tılsımım olsa
kesin beni bulurdu
ak sakallı kanarya
yana yana
yan yana
21 Eylül 2011 Çarşamba
tarotella
kaçak kahin
zabıta yolda
küçük bir somunda
aksak kehanetin
Şehnaz diyor
bir roman yaz, adı olsun Feryat
bir oğlun olursa adını koyacaksın
Serhat
zabıta yolda
küçük bir somunda
aksak kehanetin
Şehnaz diyor
bir roman yaz, adı olsun Feryat
bir oğlun olursa adını koyacaksın
Serhat
14 Eylül 2011 Çarşamba
KENDİNEBİLMİŞLİK EVRENİ, RUH ESTETİĞİ VE DİĞER GALAKSİLER HAKKINDA
Merhaba.
Çizgili bir defter aldım bu akşam, son MMigros kapanmadan. Ne yazacağımı bilmiyorum. Küçük planlarım, küçük 'twist'lerle mahvolmakta. Dükkanlar hızla kapanırken, bir kalem diğerine terkederken işlevini, inceden ayarlıyorum kendimi. Dört saattir yoldayım. Bir yoga dersi, iki öğrenci, Nişantaşı'nda elektrik kesintisi, yarım yamalak karanlık bir sergi.
Karşıma çıkan bir dergi,
isyan yazılarıyla bezeli.
Moda ve "styling" içerikli.
Eski koltuklu ev ortamı, Beşiktaş'ta bir şarap evi. Eh, Misket tabii ki. Kurtulamadığım bir kafiye bilinci, kendini reddetme keyifsizliği, tatlı şarap, gevşek müzik, kırmızı ışık, içerde hafif dalgalı sıvı zeka, dışarda first class internet kafe. Biraz sarma sigara, küçük yeşil kova. Pencere açıksa herşey serbest, her şey yolunda.
Yani bence öyle.
Öyle mi?
Bence de.
Kendinden emin bir cümle yolumu tıkadı yine. İnsan kendinebilmiş olmayagörsün. Kendini bilmek gerek tabii, malum. Ama ya bu 'kendinebilmişlik' hali? Sıkılması gereken bir sivilce gibi. Gereklilik mikrobuyla şişmiş sanki. Kocaman bir balon. Hatta 99 Luftballons. Sıksan da da rahatsız edecek, dokunmadan bıraksan da. İlle bir şeye isyan edeceksem, isyanım zamanın insafına! Teslimiyetin yuvası da orası ya, yine düştük mü paradoksların şahına? Şah ve mat. Yine döndük mü başa? İyisi mi, geçeyim matıma, asanadan asanaya, dıştan içe, içten dışa, isyanımla başbaşa. Yine kaldım mı bir başıma? Olmadı be yoldaş... Oysa ki isyan planım bambaşkaydı; küçük bir 'twist'le mahvolmasaydı: İkiden bir'e, bir'den dünyaya... Olmaz mı ki? Olur ya, ne de olsa bahar yakında...
Çizgili bir defter aldım bu akşam, son MMigros kapanmadan. Ne yazacağımı bilmiyorum. Küçük planlarım, küçük 'twist'lerle mahvolmakta. Dükkanlar hızla kapanırken, bir kalem diğerine terkederken işlevini, inceden ayarlıyorum kendimi. Dört saattir yoldayım. Bir yoga dersi, iki öğrenci, Nişantaşı'nda elektrik kesintisi, yarım yamalak karanlık bir sergi.
Karşıma çıkan bir dergi,
isyan yazılarıyla bezeli.
Moda ve "styling" içerikli.
Eski koltuklu ev ortamı, Beşiktaş'ta bir şarap evi. Eh, Misket tabii ki. Kurtulamadığım bir kafiye bilinci, kendini reddetme keyifsizliği, tatlı şarap, gevşek müzik, kırmızı ışık, içerde hafif dalgalı sıvı zeka, dışarda first class internet kafe. Biraz sarma sigara, küçük yeşil kova. Pencere açıksa herşey serbest, her şey yolunda.
Yani bence öyle.
Öyle mi?
Bence de.
Kendinden emin bir cümle yolumu tıkadı yine. İnsan kendinebilmiş olmayagörsün. Kendini bilmek gerek tabii, malum. Ama ya bu 'kendinebilmişlik' hali? Sıkılması gereken bir sivilce gibi. Gereklilik mikrobuyla şişmiş sanki. Kocaman bir balon. Hatta 99 Luftballons. Sıksan da da rahatsız edecek, dokunmadan bıraksan da. İlle bir şeye isyan edeceksem, isyanım zamanın insafına! Teslimiyetin yuvası da orası ya, yine düştük mü paradoksların şahına? Şah ve mat. Yine döndük mü başa? İyisi mi, geçeyim matıma, asanadan asanaya, dıştan içe, içten dışa, isyanımla başbaşa. Yine kaldım mı bir başıma? Olmadı be yoldaş... Oysa ki isyan planım bambaşkaydı; küçük bir 'twist'le mahvolmasaydı: İkiden bir'e, bir'den dünyaya... Olmaz mı ki? Olur ya, ne de olsa bahar yakında...
lucid yaptı bunu. eline sağlık lucid... |
dönerce
kopuyoruz ayaktan
nasıl da bir kurşunkalem sofrası
temiz çay fincanı
bulabilene
peki ya
kim bekliyor hala
kafamın gerdanında
kökükukurikasıca
canıniçindeahya
nasıl da bir kurşunkalem sofrası
temiz çay fincanı
bulabilene
peki ya
kim bekliyor hala
kafamın gerdanında
kökükukurikasıca
canıniçindeahya
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)