21 Mart 2015 Cumartesi

BÜYÜK BİR YAZARDAN MÜHİM BİR ALINTI - TI TI TI

…bir yandan anlamlı bir soru bulmak için yanan bedenim, diğer yandan soru sormaktan aciz dilim, zombi cevaplarla boğuşan zihnim, sır dünyalar, bulanık hatıralar, sinsi alışkanlıklar, geçiştiren cevaplar... Serotonin, noradrenalin. Peki ya asetilkolin? Uykubilim der ki; hafıza parçalarını tetikleyen asetilkolin, yeni anılar yaratmamıza yardımcı olmaz. Etkisi yoktur yeni olanı oluşturmakta. Ama bir dolu hatırayı pişirip pişirip ısıtıp ısıtıp tekrar tekrar koyabilir önümüze başka başka kılıklarda. Doğru mı bu? Doğru mu buğ? Öyleyse "re-enactment"tan sorumlu Hafıza Bakanı ilan ediyorum seni, ey asetilkolin! Postmodern feminist teoriden de sen sorumlusun, Irigaray köpeğin olsun! Platon ve Heidegger serotonin ve noradrenalin denizinde yüzerken, sen derme çatma elyapımı kayığınla, kağıttan geminle onların kıllı ve kaslı kollarının (hööğğ??) kulaçlarının yarattığı dalgalarla oynayarak buldun yolunu, şimdi karşı kıyıdasın. Uyan REM uykundan, ey Helene Cixous! Yaz rüyanı, el yordamıyla bulduğun kağıt kalemine sarıl! Kimin ihtiyacı var yeni hatıralara? Baksana, zaten imkansız bir tamlama: yeni hatıra.


21 Şubat 2015 Cumartesi

dam devesi

Toprak kokusu bu

azalır çoğalır
güneşlerde
gülüşlerde
Damlalar parlar

Asfalt desen
yarı saydam

bir motor
siyah, kuryemsi

bir araba
dört kişilik, ailemsi

Üçyüzonuçüncü kişi oldun az önce

yampiri

gölgesini bırakan
yokuştaki gölcüğe


15 Aralık 2014 Pazartesi

ÇİLEK MEVSİMİ DEĞİL Kİ


Bütün işsiz güçsüzler gider, ben kalırım geriye
Pazartesi öğleden sonrası sebebiyle

Karşımda pencere koltuk
Başımda kısık sesli radyo
Frekansı bozuk
Param yok ki yenisini alayım

Zaten artık radyo da yok

Domuz grisi sabah laneti
Lisedeki ilk terkedilişimin hikayesi

Pembeye çalan gökyüzü
Kirli bir pamuk,
pamuksu ve lifli

Galiba anlamışım -
burası bir yemek müzesi.

31 Mayıs 2014 Cumartesi

ge zi ki

Pis pis adamlar
ellerinde coplar
bu bir rüya mı
yoksa
kabus mu bu
sokaklar
boş

bir

kağıt

ya da
bir rüya için ağıt

yeni baştan başla
yeni doku
eni konu
canla
başla

17 Ağustos 2013 Cumartesi

aYAKaDIM

...
adımlar
yürüdükçe izi
kaybolan adımlar
...

1

Yürüyorsun,
ayak izlerin
arkanda değil önünde.
Yerleştiriyorsun adımlarını
bir bir o izlerin içine.
Bir adım attığında,
yerleştiğinde önündeki ayak izine,
siliniyor yavaşça yerden
diğer ayağının izi,
topuğunun yeri terketmesiyle
senkronize.

2
unutmuş gibisin
sanki senin olanı
değişen pek bir şey yok
hal
     bu
          ki
sen
sen olalı

3
biraz sonra
geleceğim
geçiyordum
şimdiden
kaç
ayak
kaçak
bir vagonda
benim düştü
pat diye-
meden
-benim
benimdi o,
senin yüzünden

4

aynı yolu
yürüdüğünde
bir kez daha
             ama bu sefer
tam tamına
tüm varlığınla
o anda
yürüdüğünde
eksiksiz

neşe içinde
yok olur
eski iz









29 Haziran 2013 Cumartesi

uÇuştAN uçuŞA


Kadın durdu. Baktı. Kalktı ve kaldı. Durdu ve uçtu. Sustu ve coştu. Ne az ne çoktu. Gideceği belliydi, yine de hoştu.

Adam durdu. Baktı. Umutları vardı. Durgun ve coşkun, öylece kaldı.

Kadın güldü. Hafif aralık kaldı ağzı, sessiz sözler havaya saçıldı, aralık bir süre kapanmadı.

Adam gözlerini ovuşturdu. Sessiz sözler gözlerine tutunmuştu. Ne çabuk. Yayıldı, yaktı.

Kadın konuştu. Adam konuştu. Siyah göz, mavi göz. Kimbilir ne dedi. Gitti ve geldi. Kaldı ve içti. Şimdi, siyah, mavi.


6 Mart 2013 Çarşamba

AyÇİNleNeZ

Yeterince üşümüşsen
fırlar içinden
yarı
açık
bir yudum
sıcak
çAY
kırık dökük diş
lerin
kana
tır ağzını
porseleni
Çin'İN
ne
yokuşyukarı
Ne
çıkmazsokak
tır istikamEt
sağdan sola
üç göZ boyu
nca devam et