geçen hafta bir gün öğle vakti akaretler kafe nero. iç mekan/pencere önü.
uzun saçlı reklamcılar ya da birtakım prodüksiyon insanları bahardan önce uyanmış, dışarda sigaralarını tüttürmekte ve "yüksek enerjileri"nin bir kısmını regular kahveye boşaltarak bardağın dolu kısmını görmek konusunda çizgi ötesi bir yaklaşım sergilemekteydiler. aslında tembeldiler. ya da çok "yoğun"dular -galiba ikisi aynı şey.
hava mı? ultra. size bu satırları yazarken ben, saadetler diliyorum.
"offf... bu anı unutma. asla unutma bu anı. bir gün daha. belki sadece bir gün ama hayatın değişiyor unutma. yağlı krema ve dip kakaosundan beşbin kat daha hızlı ve geri dönüşümlü peçetelerdeki organik ruj izlerinden bile daha doğal bir gelişim bu -hayır en kirlisinden bir egzos dumanı mı, yoksa kurşunkalemin nostaljik tadı mı-devasa bir portakalın dış yüzeyini kavradığında, içinin serinlediğini duyumsa. Bu işler senin için yapılıyor, makinalar kimin için çalışıyor, saat tam 15:15'i gösterdiğinde, Kozmo Jimba küllerinden doğuyor."
güneş sıcak içilir. vakit şimdidir. dış mekan/yokuş aşağı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder