31 Ocak 2011 Pazartesi

yedinci küfür

Bitkisel hayat bittiğinde, yeni bir hayat başlayacak. Güneş kuzeydoğudan doğup, batı sahilleri boyunca denizaltından süzülecek, üst bostancıdan bisikletle geçerek, altın arayanlara karışacak. Diğer güneşler gezegende toplandıkları köşeden ona katılınca, tüm vitaminler bir olacak.

Tanıyamadığım bir hayvanın çıkardığı düzenli sesler, sabahımın ilk saatine yayılmıştı. Hayvanın doğal sesleri miydi, yoksa bir boruyu mu üflüyordu, bremen bandosundan atılmış ve acı mı çekiyordu, hüzünlü bir ağıtla geceden gündüze mi geçiyordu- bilinmezin en sevgili parçası, parça çikolatalısı.

Nihayet ortanca kardeş Öğle Üzeri başını gösterdi, hevessizce kendini yukarı doğru ittirmeye başladı. "Yapılacak çok işin var" der gibiydi, demedi. Öğle Üzeri benden ümidi kesmek üzereydi.

Pencere açık kalsaydı belki bir şansım olabilirdi. Nedendir bilinmez, soğuk zamanı hatırlatır elinde sopasıyla -dokunmaktan imtina ederek; haset dolu sinsi bir rakip gibi, an be an baştan aşağı süzerek.

Periler sıraya dizildi. Hayrola dedim, neden geldiniz? Neden şimdi? Hemen uzaklaştılar. Periler anlayışlı varlıklardır. İlham dudak büktü, ben farklıyım havalarındaydı. Ona nazikçe kapıyı gösterdim. Afralı ve koyu mavi taftalı, bol pudralı yürüyüşüyle odadan çıkışını izledim. Tavırlar o biçimdi. Kalçaları biçimliydi. Dans etmeyi bir türlü öğrenemedi.

Rüzgarda yürümek ve yol boyunca değişecek kıyafetler istiyorum. Bir arpa boyu yeter bana.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder